TAKOZ KOYMAK

TAKOZ KOYMAK

Halk arasında “takoz koymak” diye bir söz vardır. Takoz; “bir taşıtın kaymaması, kımıldamaması için tekerlekleri altına yerleştirilen tahta, plastik vb. engel” anlamına gelmektedir. “Takoz koymak” sözü, toplumumuzda yaygın şekilde kullanılmaktadır. “Takoz koymak” deyiminin yakıştırıldığı kişilerin öne çıkan özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

Nuh derler, peygamber demezler. İnatçıdırlar ve küçük düşünürler. Menfaatleri her şeyin üstündedir. Yapılacak güzel işlere engel olurlar. Yapılan güzel işlere ise kendilerince kulp takarlar. Kulp takma konusunda bir hayli maharetlidirler. İşte bu özellikleri taşıyan insanlar için “takoz koymak” deyimini kullanırız.

Başka bir ifadeyle takoz koymak, “memleket menfaati için çalışan, üreten, eser ortaya koyan insanların önünde engel oluşturmak” demektir. Bu tür insanlar toplum arasında dolaşıyor ve bu insanların her gün takoz koyma eylemine sizler de şahit oluyorsunuz. Peki, bu kişiler; ortaya konan onca güzel işe rağmen neden memleketin ve milletin lehine olan her şeye takoz koymaktan vazgeçmezler?

Yıllar önce Dinar ilçemizde bir belediye başkanı vardı. Bu başkan, gelir gelmez kolları sıvadı ve 5 yıl içerisinde birçok güzel iş başardı. Belediye hizmetlerine ek olarak otel, düğün salonu, dükkânlar yaptırdı; petrol istasyonunu özelleştirdi vb. daha pek çok güzel ve başarılı işe imza attı. Azimle çalışan bu belediye başkanına Dinar’daki bazı takozlar “şenlik” lakabını taktılar. Öyle bir olumsuz propaganda yaptılar ki gerçekleri saptırıp yanıltıcı algı yaratarak başkanlığı başka birisinin kazanmasına neden oldular. Bu olay bize Dinar’da dedikodu kazanının iyi kaynatıldığını gösteriyor.

Sözünü ettiğim belediye başkanının yerine gelen başkan, başlarda bir şeyler yapar gibi davrandı. Fakat 10 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen elle tutulur hiçbir şey ortaya koyamadı. Hiçbir projesi ve eseri olmadığı hâlde (Varsa da ben bilmiyorum.) bu belediye başkanını baş üstünde tuttular.

Yeni belediye başkanımız ise işle hızlı başladı ve pek çok güzel işe imza attı. Cumhuriyet Meydanı’nın aslına döndürülmesi, yolların kaymak gibi yapılması, Menderes Nehri’nin düzenlenmesi, Düden’de millet bahçesi yapılması, salı pazarının kapalı alan hâline getirilmesi bu güzel ve devasa işlerden sayabildiklerim…

İnşallah, böylesine güzel işler yapan bu belediye başkanına da takozluk yapmazlar.

Benzer şekilde yıllar sonra Dinar’ın göbeğinden Dinar’ı temsil eden bir vekil çıkardık. Bu vekilimiz, hiçbir ayırım yapmadan herkesin problemini çözmeye çalıştı. Yaptığı işler, çok büyük işlerdi. Doğal gazın getirilmesi, köylere sulama barajlarının yapılması, hastanenin yapılması, organize sanayinin işlevsel hâle getirilmesi vb. sayılamayacak kadar güzel ve başarılı işler yapılmasını sağladı. (Diğer yaptıklarını saymıyorum, burnumuz kanasa zaten onu arıyoruz.) Tüm bu güzel çalışmalara rağmen küçük hesaplar peşinde koşarak Dinar halkı arasında bu vekilimizle ilgili olumsuz algı yaratmaya çalıştılar. Doğruları perdelemek için akıl almaz yanıltmacalar yaptılar, hâlâ da yapıyorlar. Çünkü Dinar’da dedikodu çok yaygın. Fakat unutmayalım ki güneş balçıkla sıvanmaz.

Takozluk; ilçelerin, illerin ve ülkelerin gelişmeleri önündeki en büyük engeldir. Peki, devrim niteliğinde olan bütün bu işlere takoz olanların ideolojisi nedir? Kısaca takoz ideolojisini açıklayalım:

Ben, takoz ideolojisini iki kısma ayırıyorum:

1) Yerel düşünen takozlar:

Genelde kasaba politikacısı gibi düşünürler. Yani hesapçıdırlar, cücük akılları ile bulunmaz Hint kumaşıymış gibi hareket ederler. Kendi ilçesine TOKİ ev yapar ve bundan akrabaları, konu komşusu da nasiplenir. Fakat o durmaz, yine takozluğunu yapar. “Bak bak, sanki babasının parasıyla mı yapıyor?” diye o güzelim işi küçük göstermeye çalışır.

Yollar kaymak gibi yapılır, o ilçenin bir sakini olarak sevineceği yerde “Yapıyorsa bizim vergilerimizle yapıyor.” diye takdir duygusunun tabiri caizse içine eder. Çevre köylere sulama barajları yapılır. Cücük aklıyla teşekkür etmek yerine “Yiyorlar, içiyorlar; o kadarını da yapsınlar.” der. Aslında bunu derken “Ben olsaydım yetkili, iyi haram yerdim.” demek ister. Yeni hastane yaparsın bahane arar, doğal gaz getirirsin kıymetini bilmez. Padişahlardan daha iyi beslenir, “Açız, aç!” diye yalandan beslenen nümayişler yapar.

2) Küresel düşünen takozlar:

1 trilyon dolarlık gaz keşfine sevinecekleri yerde “seçim yalanı” diyerek bu sevinci perdelemeye çalışırlar. Milletçe yerli ve millî otomobilimizi üretmemiz karşısında sevinecekleri yerde kendilerini farklı yönlendirenlerin yalan propagandasına sarılırlar.

Geçmişinde uçak yapmamış bir ülkenin İnsansız savaş uçağı yaptığını gördüğü hâlde bu muazzam başarıyı küçümserler, yalanla perdelemeye çalışırlar. “Süpersonik füze ürettik.” haberlerini duyunca “Biz de yapabiliyoruz!” diye sevinecekleri yerde “Uyduruyorlar!” iftirasına sarılırlar.

Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz.

Eğer bu özellikler sizde yoksa siz takoz değilsiniz.